Genel diş sağlığı açısından önemli bir yere sahip olan tam diş protezleri, diş kaybı yaşayan bireyler için oldukça yaygın bir tedavi seçeneğidir. Tüm dişlerini kaybetmiş olan hastalarda hem estetik hem de fonksiyonel olarak kaybedilen dişlerin yerine geçen bu protezler, hastaların yaşam kalitesini büyük ölçüde artırır. Peki, bu protezler tam olarak nedir, nasıl yapılır ve hastaların ne gibi durumlarla karşılaşması beklenir? İşte tüm bu soruların cevaplarını aşağıda bulabilirsiniz.
Tam diş protezleri, ağız içindeki tüm dişlerini kaybetmiş hastalara uygulanan hareketli protezlerdir. Genellikle çürük, travma, kemik erimesi gibi diş kaybına neden olan ciddi durumlarda başvurulur. Bu protezler, alt ve üst çenede bulunan yumuşak dokulardan destek alarak ağız içerisinde sabit durur. Dişlerin tamamının kaybı sadece estetik değil, aynı zamanda fonksiyonel problemlere de yol açar. Bu protezler sayesinde hastalar, kaybettikleri dişlerinin işlevlerini yerine getirirken, aynı zamanda doğal görünümlerine de kavuşurlar.
Bununla birlikte, tam diş protezleri yalnızca eksik dişlerin yerini doldurmakla kalmaz; aynı zamanda hastanın yüz hatlarını destekleyerek, çökük ve yaşlı bir görünümü önler. Bu protezler, hastaların yemek yeme, konuşma ve sosyal etkileşimlerinde daha özgüvenli bir duruma gelmelerine olanak tanır.
Estetik açıdan, tam diş protezleri kişiye özel olarak dizayn edilir. Dişlerin sıralanışı, renk seçimi ve yüz yapısına sağladığı destek protezlerin doğal bir görünüm sunmasını sağlar. Özellikle dudak ve yanaklardaki çöküklükler protezle desteklenerek, yüzün daha dolgun ve genç bir görünüm kazanması hedeflenir. Estetik kurallar çerçevesinde, dişlerin dizilişi hastanın doğal dişlerine en yakın şekilde ayarlanarak daha hoş bir gülüş elde edilir.
Hastaların isteğine bağlı olarak dişlerin boyutu, şekli ve rengi belirlenebilir. Protez yapımı sırasında yapılan provalarda, hasta dişlerin estetik detaylarına karar verir ve böylelikle kişisel tercihler doğrultusunda şekillenen protez, estetik ve işlevselliği bir araya getirir.
Tam diş protezlerinin en büyük dezavantajlarından biri, dokudan destek almaları nedeniyle hareketli yapıda olmalarıdır. Bu durum, özellikle alt çenede daha belirgin hale gelebilir. Alt çene, üst çeneye göre daha az hacme sahip olduğundan ve dilin hareketleri alt protezi etkileyebildiğinden, hastalar genellikle alt protezin daha fazla hareket ettiğini gözlemlerler. Bu hareketlilik, konuşma sırasında veya yemek yerken protezin yer değiştirmesine neden olabilir ve bu da protezin ağız içinde vuruklar yapmasına sebebiyet verebilir.
Hareketliliğin yanı sıra, protezlerin tam olarak uyum sağlamaması durumunda çiğneme zorlukları ve protezin sabit kalmaması gibi şikayetlerle karşılaşılabilir. Protez kullanımına alışmak zaman alabilir, bu süreçte bazı rahatsızlıkların yaşanması doğaldır. Ancak, hastaların düzenli kontrollerle bu sorunları minimize etmesi mümkündür.
Tam diş protezlerinin hareketliliğini azaltmak için protez yapıştırıcıları kullanılabilir. Ancak bu yapıştırıcılar, geçici bir çözüm sunduklarından protezin uzun vadede sabit kalmasını tam olarak sağlayamaz. Bu nedenle, daha kalıcı ve etkili bir çözüm olarak implant destekli protezler önerilmektedir. İmplantlar üzerine yerleştirilen özel tutucular sayesinde protez, daha sağlam bir şekilde sabitlenir ve hareketlilik büyük ölçüde önlenir. Halk arasında "çıtçıtlı protez" olarak bilinen bu yöntem, hastaların protez kullanımı sırasında yaşadığı sorunları minimize eder.
Bu yöntemde, protez altına yerleştirilen implantlar protezin yerinden oynamasını önler. Böylelikle hastalar yemek yerken, konuşurken veya sosyal aktivitelerde daha rahat hareket edebilirler. Ayrıca, implant destekli protezler hastaların konforunu önemli ölçüde artırır ve protezin sabitliğini sağlar.
Çıtçıtlı protez yapımında kullanılan implant sayısı, hastanın çene yapısına ve mevcut kemik miktarına bağlı olarak değişir. Çoğunlukla alt çene için 2 ila 4 implant yeterli olur. Bu implantlar, protezin daha sağlam ve sabit durmasını sağlarken, aynı zamanda dokudan da destek alarak protez hareketlerini minimize eder. İmplant sayısı arttıkça protezin sabitliği de artar, bu da kullanım rahatlığını önemli ölçüde iyileştirir.
Bu protezler sayesinde konuşurken ya da yemek yerken protezin ağızdan çıkması gibi sorunlar ortadan kalkar. Ayrıca, protezin vuruk yapma olasılığı da büyük ölçüde azalır, bu da hastaların daha konforlu bir protez deneyimi yaşamasını sağlar.
Tam diş protezlerinin yapım süreci genellikle 5 seans sürer ve toplamda 10 ila 15 gün içinde tamamlanır. Bu süre zarfında dişlerin rengi, şekli ve dizilişi hastanın isteklerine göre ayarlanır. Provalar esnasında hasta, dişlerin estetik görünümü hakkında geri bildirimde bulunur ve protez bu doğrultuda şekillendirilir.
Hastanın estetik beklentilerine göre yapılan ayarlamalar, protezin yüz yapısıyla uyumlu hale gelmesini sağlar. Son prova sonrasında ise protez hastaya teslim edilir ve kullanımına başlanır. Bu süreç, hastanın ihtiyaçlarına göre daha kısa veya uzun olabilir.
Tam protezlerin uzun süreli ve sağlıklı bir şekilde kullanılabilmesi için düzenli bakım yapılması gereklidir. Geceleri uyumadan önce protez mutlaka çıkarılmalı ve su dolu bir kapta bekletilmelidir. Kuru bir ortamda bırakılan protezler zarar görebilir ve bu da protezin kullanım ömrünü kısaltabilir. Ayrıca, protez altında mantar enfeksiyonlarının oluşmasını önlemek için ağız hijyenine dikkat edilmelidir.
Her yemekten sonra protezin çıkarılıp temizlenmesi, hem ağız sağlığını korur hem de protezin uzun süreli estetik görünümünü muhafaza eder. Protezlerin özel temizleyici tabletlerle temizlenmesi önerilse de, diş fırçası ile mekanik temizlik mutlaka yapılmalıdır. Günlük olarak yapılan bu temizlik protezin daha uzun süre sorunsuz kullanılmasını sağlar.
Tam diş protezlerinin kesin bir kullanım ömrü olmamakla birlikte, zamanla çene yapısındaki değişiklikler, kemik erimesi ve kilo kaybı gibi faktörler protezin uyumunu etkileyebilir. Bu tür durumlarda protezin yeniden ayarlanması veya yenilenmesi gerekebilir. Protezlerin uyumunun bozulması, özellikle çiğneme ve konuşma sırasında hissedilen rahatlıkta düşüşe neden olabilir.
Hastaların protezlerini düzenli aralıklarla kontrol ettirmesi, bu tip sorunların erken teşhis edilerek çözülmesini sağlar. Uyumunu kaybeden protezler, hastaların günlük yaşamında zorluklara yol açabileceği için bu durum göz ardı edilmemelidir.
Protezlerde oluşan aşınmalar, diş düşmesi ya da protezin kırılması gibi sorunlar tamir edilebilir. Eğer protezin genel yapısı sağlam ise, proteze küçük müdahalelerle tekrar uyum sağlanabilir. Besleme materyalleri kullanılarak yapılan bu tamirler, genellikle kısa sürede tamamlanır. Kırılan ya da dişi düşen protezler de tamir edildikten sonra 1-2 gün içinde hastaya teslim edilebilir.
Bu onarım işlemleri, protezin tamamen değiştirilmesini gerektirmeden eski haline getirilmesini sağlar. Protezde meydana gelen küçük hasarlar hızlıca giderilerek hastaların günlük yaşamlarına devam etmeleri sağlanır.
Geniş yelpazede sunduğumuz diş sağlığı ve estetik tedavi seçeneklerini keşfedin.